Masa Üzerinde İngilizce Öğrenebileceğiniz 7 Oyun

Masa Üzerinde İngilizce Öğrenebileceğiniz 7 Oyun

İngilizce çalışmak deyince aklınıza ne geliyor? 

Muhtemelen bir sıraya oturup kitaplar arasına düşmek falandır. İngilizce bir kitap okumak bazen eğlenceli yarar olabilir; fakat İngilizce çalışmak sadece kitap okumakta değildir. Çalışma sosyal ve eğlenceli bir şekilde olabilir. Arkadaşlarınızı toplayın, birkaç masa üstünde oynayabileceğiniz oyun alın ve zaman dilimi olmaksızın eğlenerek öğrenin. Bazı masa oyunları oyuncuları eğitmek amaçlı yapılmıştır. Tabi bazıları da sırf eğlence amaçlı fakat onlarda küçükte olsa bir şeyler öğretiyor. Başkalarıyla oynayarak öğrenmek, öğrendiğiniz şeyi hatırlamak için gerçekten harika bir yol.

Öğrenirken eğlenirsiniz ve arkadaşlarınızla yeni kelimeleri pratik ederek hemen keşfettiğiniz yeni şeyleri kullanabilirsiniz. Ama hangi masa oyununa başlayacaksın? İngilizce öğrenmek için kullanılabilecek çok sayıda masa oyunları var. Unutmayın ki hepsi size çok farklı beceriler öğretir – bazıları yeni kelimeleri öğrenmek için harika, bazıları zaten bildiğiniz kelimeleri kullanarak pratik yapmanın iyi bir yoludur. En eğlenceli ve İngilizce seviyeniz için en uygun oyunları seçin.Aşağıda, başlamak için 7 harika masa oyununun bir listesini vereceğiz Ayrıca, akıllı telefonunuz ve bilgisayarınız için de benzer oyunlar var. İşte;

Akıcı Bir İngilizce Öğrenmek İçin 7 Masa Oyunu

1-Scrabble

Hiçbir İngilizce öğrenme oyun listesi klasik Scrabble oyunu olmadan olmaz. 

Scrabble’ı oynamak için, oyun tahtasındaki harfleri düzenleyerek kelimeler oluşturmalısın. Harflersize puan kazandırır ve tahtadaki özel fayans size ekstra puan verir. Oyunun amacı rakibinizi en iyi sözcükleri yazarak ve tahtadaki en iyi yere koyarak yenmektir. Oyunu oynayabilmeniz için muhtemelen çok fazla kelimeyi bilmeniz gerektiğini düşünüyor olabilirsiniz, ancak oyunun en iyi özelliğe şu ki Scrabble oyunları sıklıkla sözlükler ile oynanır. Birkaç kez oynadıktan sonra, harfleri farklı bir şekilde görmeye başlayıp, İngilizce kelimelerin nasıl göründüğü ve anlamları hakkında bir algıya sahip olacaksınız.

L, E, E ve R harflerini görüp, Leer’in bir kelime olup olmadığını merak edebilirsiniz. Sözlüğe bakın ve bunun bir kelime olduğunu öğreneceksiniz. Anlamı ise “birine kötü niyetle bakmak” anlamına geliyor.

Scrabble’ın bir güzel yanı da büyük bir arkadaş grubuna ihtiyacınızın olmayışı, iki kişiyle de gayet güzel oynanabiliyor.

2-Tabu

Tabu’daki her kart bir ana kelimeyi gösterir. Ana kelimenin altında ana kelimeye benzer kelimelerin bir listesini, (eş anlamlı kelimeleri veya ana kelimeyle yakından ilişkili kelimeleri) bulacaksınız. Göreviniz ana sözcüğü altındaki kelimeleri kullanmadan ana kelimeyi birine tarif etmektir.

Örneğin, kartınızın ana sözcüğü “dirsek” ise, altındaki sözcükler “eklem”, “kol”, “bükme”, “diz” olacaktır. Bu durumda kolunuzun eklemli kısmı demeniz mümkün değil.

Gördüğünüz gibi, bu oyun ilk karşılaştığınızdan daha zor ve yaratıcı yollarla düşünmenizi sağlar. Tabu sayesinde, düşündüğünden çok daha fazla kelime bildiğinizi keşfedeceksiniz. Ayrıca, bir sözlükle oynuyorsanız, yalnızca yeni bir kelimeyi değil, aynı zamanda altında listelenen herhangi bir kelimeyi öğrenme şansına sahip olursunuz. Tabu, takımlar kullanarak veya sadece birer birer gidip gelen kısacası herhangi bir sayıda insanla oynanabilen bir oyundur. Elbetteki sana bir şeyler katacaktır.

3-Apples to Apples

Apples to Apples oynamak için, “hakem” dışındaki her oyuncu yüzü aşağı bakacak şekilde bir kart koyar. İçlerinden birisi en iyi diye tanımlanacaktır.  Hakem kartları ters çevirir ve en iyi kartı seçer. Kartı yere koyan kişi bir puan kazanır ve bir sonraki turda başkası hakem olur.

Kart kombinasyonları bazen saçma olabildiğinden çok eğlenceli bir oyundur. Mesela ‘’Lovable’’ kelimesi bazen ‘’ Butterfly veya ‘’My Bathroom’’ ile bitebilir. Ayıca İngilizce öğrenmeniz için de çok etkilidir. Kartlardaki kelimelerin hepsi ya isimler ya da sıfatlardır. En iyisi de bu oyunu bir sözlükle oynamak zorunda bile değilsiniz – tanımlar kartların hemen üzerinde yer almakta çünkü. “frightening” gibi eşanlamlı kelimelere sahip olan sıfatlar, “Octogenarian” (“80-90 yaş arası bir kişi”) gibi komik tanımlı ve eğlenceli isimler var.

Bu oyunu oynamak için büyük bir gruba ihtiyacınız var-4 kişi iyi ancak 5’den fazla öneriliyor. Ayrıca, bazı isimlerde ünlü halkların isimleri veya bazı popüler kültür öğeleri bulunduğunu unutmayın. Bu nedenle, aşina olmadığınız kelimeler karşınıza çıkabilir.

4- Once Upon A Time ( Bir Varmış Bir Yokmuş)

Bir zamanlar … bir canavar mı, kral mı, yoksa bir prenses mi yaşadı? Sen karar ver. Once Upon a Time, size ve arkadaşlarınıza bir hikaye anlatmanızı sağlayan bir kart oyunudur. Herkes hikaye unsurları olan bir kart ve hikaye sonu olan bir kart alır. Bir anlatıcı (öyküyü anlatan kişi) hikayeyi anlatmaya başlar, elindeki kartları kullanmaya ve hikayeyi sonuna kadar yönlendirmeye çalışır. Diğer oyuncular kendi kartlarını yerleştirerek kesebilir ve hikayeyi bunun yerine farklı fikirlerle devam ettirebilir. Gerçekten çok eğlenceli bir oyundur ve bu oyunda gerçek anlamda kazanan belli bir kişi olmaz. Amaç ilginç bir hikayeyi anlatmak aynı zamanda da arkadaşlarınızla eğlenmektir. Oyunu olduğu gibi kullanabilir veya öğrenmek istediğiniz kelimeleri kullanarak kendi kartlarınızı yapabilirsiniz. Hikâyeye mümkün olduğunca fazla kelime sözcük eklemeye çalışarak daha fazla eğlenin.

5- Scattegories

Bu, “kutunun dışında düşünmenizi sağlayan bir oyun, diğer bir deyişle yaratıcı düşünmenizi sağlayan bir oyundur. Size “renk” veya “soğuk olan şeyler” gibi kategoriler verilir ve bu kategorilere uyan kelimeleri düşünmeniz gerekir. Her raund öncesinde bir kelime geçmek için zar atarsınız. Daha sonra süreniz başlar ve herkes düşünerek ve kategorisine uygun kelimeler bularak diğerlerinden daha yaratıcı olmak için yarışır. Kimsenin yazmadığı şeyleri yazarken daha fazla puan kazanıyorsunuz. Kimsenin yazmadığı şeyleri yazarken daha fazla puan kazanıyorsunuz. Dolayısıyla harfiniz “I” ve kategoriniz “soğuk olan şeyler” ise, “dice cream” yazmak yerine “igloo” yazabilirsiniz. Bu, sadece İngilizce ile başlayan ve kelime pratiği yapmak isteyen herkes için harika bir oyundur. Bu sizi daha seyrek kelimeleri ve tanımlarını düşünmeye iter. Onlarla yeni kelimeler öğrenebilmek için yerli biriyle oynarsanız daha da iyi olur.

Scattegories’i oynamak için herhangi bir şey almak zorunda bile değilsiniz. Kategorini seç telefonundan kronometreyi aç ve işte sana oyun. Oynamaya hazırsın. Yalnız oynayarak kendinle bile mücadele edebilişin.

6- Dabble

İşte harika bir kelime oyunu daha!

Tüm harflerinizi kelimelere göre düzenleyebilir misiniz? Verilen fayanslarla 2-6 harf uzunluğunda kelimeler yaratın. Dabble, Scrabble’a benzer, ancak bir tahtadaki herhangi bir şeye bağlamaya gerek duymadan istediğiniz kelimeleri yaratma özgürlüğü verir.Dabble, en fazla sözcük yapmak için harflerinizi nasıl kullanacağınız konusunda çok düşünmenizi sağlayacaktır. Oyun harfleri yeniden düzenleyen (karışık) kelimeleri olan anagramları kullanır. Dabble’dan en iyi şeyleri öğrenmek için, bir anagram çözücü ile oynamayı deneyin: kalan harfleri koyun ve onlarla yaratacağınız kelimeleri göreceksiniz. Bilmediğiniz kelimelere bakın ve yeni kelime öğrenin.

7- Funglish

Parmaklarınızın ucunda öğrenilecek bir sürü kelime! Funglish’de karoların üzerindeki tanımlayıcı kelimeleri kullanarak karşıdakilere kelimelerden tahmin etmesini istersiniz. Her kartta 6 kelime bulunur. Herkesin bulabildiği kadar kelime bulması için 3 dakikası vardır. Siz sadece kelimelerin ne olduğunu, ne olabileceğini veya ne olamayacağını söyleyebilirsiniz. Örneğin, ‘’cat’’ kelimesini tanımlamak isterseniz, kürklü ve şişman ama pullu değil dersiniz.

Oynamaya başlamadan önce, tüm kelimelere baksanız ve bilmediklerinize baksanız iyi edersiniz. Bu oyundan tam anlamıyla eğitici olarak yararlanmak için zaman sınırını ortadan kaldırın ve kelimeleri sözlükten arayın. Kelimelern sürekli kullanımı onları hatırlamanıza yardımcı olacaktır dolayısıyla Funglish oynamak size birkaç kelimeden daha fazlasını kazandıracaktır.

Bu harika masa oyunları sayesinde İngilizce öğrendiğinizi fark bile etmeyeceksiniz.

Arkadaşlarınızla (akıllı telefonunuzla) oynarken İngilizce öğrenmek ne kadar hoş geliyor değil mi?

Ve neden olmasın?